SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3207 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ سَعْدٍ يَعْنِي ابْنَ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ كَسْرُ عَظْمِ الْمَيِّتِ كَكَسْرِهِ حَيًّا

 

Hz. Aişe'den demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.):

 

"Ölü'nün kemiğini kırmak, o'nu diri iken kırmak gibidir." buyurmuştur.

 

 

İzah:

İbn Mace, cenâiz; Muvatta, cenâiz; Ahmed b. Hanbel VI-58, 100, 105, 169,200, 264.

 

Cesedine verilen bir zarardan dolayı ölü aynen sağlığındaki gibi acı duyar. Bu sebeple nasıl olsa ölmüştür, düşüncesiyle, ölünün cesedine zarar vermek herhangi bir organını ya da kemiğini kırmak asla caiz değildir.

 

Hafız İbn Hacer el-Askalânî, İbn Ebî Şeybe'nin rivayet etmiş olduğu, "Mü'min'in ölüsüne eziyet etmek, diri­sine eziyet etmek gibidir" mealindeki hadis-i şerife bakarak "mü'minin diri iken hoşlandığı şeylerden ölüsünün de hoşlanacağı" hükmüne varmıştır.

 

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte, "mü'minin ölüsünün bir ke­miğini kırmanın, diri bir mü'minin kemiğini kırmak gibi haram olduğu " ifade edilmek istenmektedir.

 

Suyutî (r.a)'nin Derecatu's-Sııııd isimli Ebû Dâvud haşiyesinde açıkla­dığına göre, bu hadis-i şerifin sebebi vurûdunu İbn Mes'ud, şöyle anlatmış­tır:

 

"Bir gün Rasûlüllah (s.a.v.) ile birlikte, bir cenazeyi defnetmek üzere çık­mıştık. Bir ara Nebi (s.a.v.) kabrin kenarına oturdu, O sırada kabir ka­zıcı kimse kabirden ayak veya kol kemiği çıkardı ve onu kırmak istedi. Bu­nun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.):

 

"Onu Kırma! Onu bu şekilde ölü iken kırman, aynen diri iken kırman gibidir. Fakat onu kabrin bir tarafına gömüver" buyurdu.